Lecanemab (Leqembi®) ile hafif kognitif bozukluk ve erken evre Alzheimer hastalığında tedavi
Güncelleme tarihi: 4 Nis 2023
Lecanemab (Leqembi®) hafif kognitif bozukluk ve erken evre Alzheimer hastalığında tedavi için onay aldı. İlacı ve tedavi sürecini daha yakından anlamaya ne dersiniz?
FDA (ABD Gıda ve İlaç Dairesi), lecanemab’ı hafif kognitif bozukluk ve erken evre Alzheimer hastalığı tedavisinde onayladı. Lecanemab, Alzheimer hastalığına yol açtığına inanılan amiloid protein plaklarını hedef alan bir insan monoklonal antikoru (yani bir amiloid karşıtı antikor). Beyinde toksik etki göstererek hücrelerin yıkımına yol açan amiloid proteinin -fibril yapılarına bağlanarak- beyinden temizlenmesine imkan veriyor. İlacın üreticileri Biogen ve Eisai ilaç şirketleri.
Lecanemab, Alzheimer hastalığı tedavisinde onay aldı diyoruz ama burada tedaviden kastedilen hastalıkta kür sağlamak değil, hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak. Bu faydanın sağlanmasında da detaylar var. Örneğin hastalığın gelişme riskini arttıran APOE4 genlerini taşıyanlarda, taşımayanlara nazaran ilacın faydalı etkisi azalıyor. Bu gibi nedenlerle lecanemab tedavisinden sağlanabilecek faydayı hasta özelinde değerlendirmek gerekiyor.
Yapılan çalışmalarda lecanemab tedavisi alanlarda, plasebo alanlara (ilaç tedavisini almayan grup) göre Alzheimer hastalığının ilerleme hızında bir yavaşlama sağlandığı doğru. Bilimsel olarak anlamlı ve kıymetli olan bu faydanın mevcut veriler ışığında hastanın günlük hayata yansımasının ise oldukça sınırlı olduğu görülmektedir. Bu faydalı etkinin hasta ve hasta yakınları tarafından fark edilmesinin de güç olacağı söylenebilir. Çalışmada kısıtlı bir süre izlenen hastalarda uzun vadede Alzheimer hastalığının nasıl seyredeceği haliyle henüz bilinmiyor.
İlaç, intravenöz (damar içinden) infüzyon şeklinde iki haftada bir uygulanıyor. İlacın potansiyel yan etkilerinden dolayı tedavi öncesinde ve sonrasında olmak üzere periyodik olarak beyin görüntülemeleri ile beyin ödemi ve küçük kanamalar açısından takip gerekiyor.
Lecanemab’ın çalışmasında saptanan ve dikkate alınması gereken -özellikle bir kısmı ciddi kabul edilebilecek- çeşitli yan etkileri olabilmektedir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: beyin ödemi, baş ağrısı, denge problemlerine bağlı düşmeler, deliryum, bilinç bulanıklığı, görme bozuklukları, bulantı, kusma, ishal, hipersensitivite ilişkili cilt bulguları (ürtiker, anjioödem), MR görüntülemelerde saptanan ARIA bulguları (amiloid ilişkili görüntüleme anormallikleri: ödem ve küçük kanama bulguları gibi). Bunların yanı sıra ilacın uygulanması sonrası -özellikle ilk dozda yaşanabilen- ve geçici özellikte olan ateş ve grip benzeri semptomlar yaşanabilmektedir.
Daha öncesinde beyinde küçük kanama odakları olan, antiagregan ve antikoagülan (kan sulandırıcı) kullanan hastalarda yukarıda da ARIA diye anılan yan etkilerin ortaya çıkması daha olası gözükmektedir. Bu bulguların uzun vadede nasıl seyredeceği ve hastada ne gibi sonuçlara yol açacağına dair henüz yeterli veri yoktur. Benzer bulgular, Alzheimer hastalığı tedavisi çalışmalarında kullanılan diğer amiloid karşıtı monoklonal antikorlarda da gündeme gelmişti. Lecanemab tedavisi alan ve kan sulandırıcı ilaç kullanan üç vakada ölüm bildirilmiştir.
Bu yan etkiler nedeniyle tedavi alan hastaların periyodik olarak beyin MR görüntülemeleri ile takibi önem arz etmektedir.
Lecanemab demans (bunama) tanılı her hasta için uygun bir ilaç tedavisi değildir. Etki mekanizması gereği yalnızca Alzheimer hastalığı ilişkili hafif kognitif bozukluk ve Alzheimer hastalığının erken evresinde tedavide kullanılabilmektedir. Hastalık tanısının doğrulanması ve evrenin doğru belirlenmesi önem arz etmektedir. Doğru bir tanı için BOS (beyin-omurilik sıvısı) analizlerinin (Lumipulse testi) veya amiloid plakları saptayan görüntülemelerin yapılmış olması gerekir. Hastalık evresinin de doğru bir şekilde değerlendirilmiş olması elzem görünmektedir. Örneğin; ilacın orta evre Alzheimer hastalığında faydalı olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır.
İlacın maliyeti de göz ardı edilemez niteliktedir. Yıllık ilaç maliyetinin günümüz itibariyle 26.500 ABD doları olduğu bilinmektedir. Bu maliyetin yanı sıra iki haftada bir ilaç uygulama seansları, beyin görüntülemeleri, diğer laboratuvar tetkikleri, hekim tarafından takip değerlendirmeleri, potansiyel yan etkilerin yönetimine bağlı işlemler ile tedavi sürecinde ek maliyetler doğmaktadır. Lecanemab’ın ülkemizde sağlık bakanlığı ruhsatı henüz yoktur, dolayısıyla ilaç-tedavi masrafları SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) tarafından karşılanmamaktadır.
Özetle, Alzheimer hastalığı tanı ve tedavisinde son yıllarda kayda değer gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmeler heyecan uyandırıcı ve sevindirici niteliktedir. Buna rağmen Alzheimer hastalığının küratif tedavisi henüz keşfedilememiş ve geliştirilememiştir. Daha fazla çalışmaya ve zamana ihtiyaç olduğu aşikardır. Son yıllarda geliştirilen amiloid karşıtı monoklonal antikorlar sınırlı özellikte hastada sınırlı fayda sağlamaktadır ve şimdilik yalnızca hastalığın seyrini yavaşlatma vaadinde bulunmaktadır. Bu etkinin hastanın günlük yaşamına etkisi ile ilgili veriler ise henüz tatmin edici değildir. Bu kısıtlılıkların yanı sıra ilaç yan etkileri ve ilaç maliyetleri göz ardı edilemeyecek niteliktedir. Özellikle ARIA olarak tanımlanan yan etkilerin uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağı merak konusu (demans tablosunun kötüleşmesine yol açabilir mi?). Hasta seçiminin bu konuda uzman merkezlerde uzman hekimler tarafından yapılması ve hastanın yakından takip edilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle bu ilaçlar Alzheimer hastalığı tanılı tüm hastalar için uygun değildir. Demans (bunama) gelişimi için risk faktörlerinin giderilerek hastalığın ortaya çıkmasını engellemek veya geciktirmek esas strateji olarak geçerliliğini korumaktadır. Sağlıklı yaşam önerilerini dikkate almayı ve önerilen periyotlarla sağlık kontrollerinizi yaptırmayı öneriyoruz.
Kaynaklar:
1. van Dyck CH et al, NEJM 2023;388:9-21
2. https://www.alzforum.org/all-news
Comments